Pervin YILDIZ
ÖZET
Dünyanın birçok ülkesinde uzun yıllardır uygulanan dostane çözüm yöntemlerinden bir olan arabuluculuk, ülkemizde 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun kabulü ve 22.06.2012 tarih ve 28331 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte hukuk yaşamımıza girmiştir. Başlangıçta tamamen ihtiyari olarak düzenlenen, fakat daha sonra toplum tarafından bilinirliğini arttırmak ve uyuşmazlık yaşayan taraflara dava dışında çözüm yollarına ilişkin farklı seçenekleri olduğunu gösterebilmek için 01.01.2018 tarihinden itibaren iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurmak dava şartı haline getirilmiştir. İş Hukuku Uyuşmazlıklarında dava şartı uygulamasında iyi bir başarı oranının yakalanması üzerine kanun koyucu TTK.’na 5A maddesi ekleyerek 01.01.2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Türk Ticaret Kanunu’nun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasını dava şartı haline getirmiştir.
Son olarak 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna 73. Maddesinden sonra gelmek üzere 73/A maddesinin eklenmesini içeren kanun teklifi TBMM Genel Kuruluna sunulmuştur.
Bilindiği üzere arabulucunun, önüne gelen uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olup olmadığın denetleme yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrıca mevzuatta düzenleme bulunmamakla birlikte arabulucunun, uyuşmazlık konusunun dava şartı arabuluculuk kapsamında kalıp kalmadığını denetlemesi de kendisinden beklenmektedir. Bu nedenle arabulucuların tüketici, satıcı- sağlayıcı, tüketici işlemi gibi genel kavramları bilmesi,
hangi uyuşmazlıkların tüketici mahkemelerinin görev alanı içerisinde kaldığını ve bu uyuşmazlıkların hangilerinin arabuluculuğa elverişli olduğunu tespit edebilmesi gerekmektedir.
Bu çalışmada tüketici uyuşmazlıklarıyla ilgili olarak temel bazı kavramalara değinilmeye çalışılmış, tüketici mahkemelerinde kimlerin davacı ve davalı sıfatına sahip olabileceği, hangi uyuşmazlıklara ilişkin dava açılabileceği ve hakem heyetlerinin görev alanından bahsedilmiştir. Son olarak hangi davalarda dava açmadan önce arabulucuya başvurunun dava şartı haline getirildiği, istisnalarının neler olduğu ve yasalaşması beklenen diğer değişikliklerle ilgili değerlendirmede bulunulmaya çalışılmıştır.
Makalenin tamamı için tıklayınız